Karanlık Mod
03-05-2024
Logo
slam Akaidi – Esmaü’l-Hüsna (Allah’ın Güzel İsimleri) – Özet Bilgiler – Ders 11: “el-Berr”
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 

Esmaü’l-Hüsna: “el-Berr”:

Allah’ın “El-Berr” isminin Ramazan ayındaki tezahürleri

“Birr” kelimesinin Sözlük anlamı:

Birr kelimesindeki “be” harfi üç şekilde harekelenir. Şöyle ki: “berr, burr, ve birr”

“Burr” buğday demektir. “Birr” ihsan, iyilik manasına gelirken, “berr” aslında kara parçası, arazi manasında kullanılmaktadır.

Fakat “el-Berr” kelimesini Allah Teâlâ’nın isimlerinden birini kastederek kullanıyorsak, o zaman bu kelime iyilik anlamındaki “birr” fiilini gerçekleştiren varlık anlamına gelmektedir. Yani “el-Berr” iyilik eden, ihsanda bulunan, lütfeden anlamındadır.

Bu ismin Geçtiği Ayetler:

Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

﴾ إِنَّا كُنَّا مِنْ قَبْلُ نَدْعُوهُ إِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّحِيمُ ﴿

[ سورة  الطور الآية: 28]

“Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz O, iyilik edendir, çok merhametlidir.”

(Tur Suresi: 28)

Denir ki, “el-Berr”, isteyene en güzelini lütfeden, kullarına en güzel karşılık verendir.

Yine denir ki, “el-Berr”, isyan sebebiyle ihsanı, iyiliğini kesmeyendir.

Rükû eden bir kul “Ya Rabbi” dediğinde Allah Teâlâ “buyur ey kulum” der.

Yine secde eden kul “Ya Rabbi” dediğinde Allah “buyur ey kulum” buyurur.

İsyan eden bir kul “Ya Rabbi” dediğinde ise Allah Teala “buyur, buyur, buyur” diye karşılık verir.

Meryem Suresi’nde Allah’ın bu esması farklı kalıplarda da geçmektedir. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

﴾ وَبَرّاً بِوَالِدَيْهِ وَلَمْ يَكُنْ جَبَّاراً عَصِيّاً ﴿

[ سورة  مريم الآية: 14]

“Ana babasına iyilik ederdi, zorba ve asi de değildi.”

(Meryem Suresi: 14)

Bir baba, oğlu isyankâr, yoldan çıkmış, kötü, Allah’tan uzak bir kimse olduğunda tarif edilemez bir dert ve sıkıntıya kapılır. İçini sızlatan, onu perişan eden bir acı hisseder. Eğer dünya iki eli arasında olsa, tümünü oğlunun ıslahı için harcayabilir. Allah’ın kendisine salih, tertemiz, tövbekâr, namaz kılan, iffetli bir evlat nasip ettiği kulun da üzerine düşen, O’na secde etmek ve oğlunun bu iyiliği sebebiyle Allah Azze ve Celle’ye şükretmektir.

عَنِ ابْنِ عُمَرَ رضي الله عنهما أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَطَبَ النَّاسَ يَوْمَ فَتْحِ مَكَّةَ فَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ﴿
إِنَّ
اللَّهَ قَدْ أَذْهَبَ عَنْكُمْ عُبِّيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ وَتَعَاظُمَهَا بِآبَائِهَا فَالنَّاسُ رَجُلَانِ بَرٌّ تَقِيٌّ كَرِيمٌ عَلَى اللَّهِ وَفَاجِرٌ شَقِيٌّ
هَيِّنٌ عَلَى اللَّهِ وَالنَّاسُ بَنُو آدَمَ وَخَلَقَ اللَّهُ آدَمَ مِنْ تُرَابٍ قَالَ اللَّهُ: { يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَى
﴾{وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ
لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ 

[ أخرجه الترمذي]

“İbn Ömer (r.a.) Mekke’nin fethedildiği gün Rasulullah (s.a.v.)’in şöyle bir konuşma yaptığını naklediyor: “Ey İnsanlar, Allah Azze ve Celle Allah sizden cahiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini gidermiştir. İnsanlar iki gruptur: İyi, takva, sahibi, Allah katında değerli kişi ve günahkâr, bedbaht, Allah katında değersiz kişi. İnsanlar Âdem’in çocuklarıdır. Ve Allah Âdem’i topraktan yaratmıştır. Buyurur ki: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.”

(Tirmizi)

Kul yapabildiği kadar iyilik eder. Ve iyilik etmenize en layık olan kişiler babanız, anneniz, size bir şeyler öğreten kişi ve eşinizdir.

Bu yüzden derler ki: Baba sizi dünyaya getirir, evlendirir ve Allah’a yöneltir.

Baba dünyaya getirir… Baba nesebin sahibidir. Evlendirir… Eşinizin babasına sizi yaklaştırır. Allah’a yöneltir… Çünkü o sizi elinizden tutup hidayete götürendir.

Birr’in,  İyiliğin Bazı Yönleri:

Allah Teâlâ Bakara Suresi’nin bir ayetinde birre, iyiliğe dair amelleri bir araya toplamıştır:

 لَيْسَ الْبِرَّ أَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ﴿
وَالْمَلَائِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّائِلِينَ
وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلَاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ
﴾ وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ 

[ سورة  البقرة الآية: 177]

“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.”

(Bakara Suresi: 177)    

İtikadi Yönü:

﴾ لَيْسَ الْبِرَّ أَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلائِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ ﴿

“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin davranışlarıdır.”

Ameli Yönü:

1. İlki çaba harcamaktır:

﴾ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّائِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ ﴿

“mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin davranışlarıdır.”

2 İslam’ın Simgesi olan İbadetler:

﴾ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ ﴿

“namazı dosdoğru kılan, zekâtı verenlerin davranışlarıdır”

3. Ahlakî İbadetler:

وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ ﴿
﴾ وَحِينَ الْبَأْسِ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُوْلَئِكَ هُمْ الْمُتَّقُونَ

“antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.”

Ramazan ayında iyilik ve ihsana dair amellerinizi çoğaltın, bu amellerde yarışın. Rasulullah (s.a.v.) cömertti, ancak Ramazan’da daha da cömertti. Alabildiğine esen bir rüzgâr gibi…

Metni indir

Mevcut Diller

Resmi Gizle